
Sâzende Faslı
İcrâcı olarak yalnızca
sâzendelerden oluşan ve programında sırf “saz eserleri”nin yer aldığı fasıl
bütünlüğüne “sâzende faslı” denir.
Bir sâzende faslı bir
veya birkaç “saz faslı”ndan meydana gelir. Bu saz fasılları, makam ve form özellikleri
göz önüne alınarak düzenlenir.
Bir saz faslını bir blok
(kısım) veya bir leke sayarsak, bir konser süreli sâzende faslı, başlıca dört
kısımdan/ lekeden oluşabilir.
Önce, bir saz faslının
hangi formlardan oluşması gerektiğini bir örnekle görelim (Birinci saz faslı):
1 – (A
makamında) Baş taksim, 2 – Peşrev (Muhtelif büyük usullerde ve dört hâne), 3 –
(İsteğe bağlı bir ara taksim), 4 – Saz Semâîsi, 5 – Longa/ Sirto, 6 – (varsa)
Mandra.
Bir diğer örnek (İkinci
Saz faslı):
1 – (B
makamında) Baş taksim, 2 – Medhal, 3 – Saz semâîsi, 4 – Ağırlama/ Karşılama
veya Zeybek Havası, 5 – Oyun Havası, sirto veya longa, 6 – (varsa) Mandra.
Bir diğer örnek (Üçüncü
saz faslı):
1 – (C
Makamında) Baş taksim, 2 – Peşrev, 3 – Saz semâîsi, 4 – Son Peşrev, 5 – Son yürüksemâî,
6 – Son taksim.
Bir diğer örnek
(Dördüncü saz faslı):
1 – (D Makamında) Baş
taksim, 2 – Karabatak peşrevi, 3 – Karabatak semâî, 4 – Ara taksim, 5 – Longa/
Sirto/ Oyun havası, 6) Mandra.
Dikkat edilirse, baş
taksimle başlayıp, usûl ve hareket değişimleriyle ve birbiri ardına
bağlanışlarıyla icra edilmesi ve dinlenmesi son derecede haz veren ve bir
“suit” bütünlüğü içinde mandra ile son bulan bir saz faslının, bir veya
birkaçından oluşan konser bütünlüğü yani sâzende faslı, ülkemizde ne yazık ki genel
geçer bir yaygınlığa sahip olmamıştır.
Genellikle sözlü eserlerden oluşan hânende faslının ağırlığı tartışılmaz biçimde ön saftadır. Oysa salt ezgi demetleri, usûl ve hareket unsurları ile örülü saz eserlerinin sunulması ve dinlenilmesi, saf mûsikînin soyut güzelliği ve anlamının kavranması bakımından çok değerli ve önem arzeden bir husustur. Bu bakımdan nitelikli müziğin gelişmesinde ve toplumun entelektüel düzeyinin yükselmesinde salt çalgı müziğinin çok önemli bir tesire mâlik bulunduğu hatırdan uzak tutulmamalıdır. Müziğin soyut niteliğini kavramanın önemine Theodor Adorno şu ifâdelerle dikkat çeker: "Nasıl mîmârîyi mekân duygusu biçimliyorsa, zaman tasarımının oluşturduğu müzikte, bizzat zaman strüktürü yer alır. Müzik yalnız tat almak için değildir, Müzik genellikle onun ne olduğu olarak dinlemek içindir de." (Adorno- Soykan, 65)
Yukarıda verilen program örneklerinden hareketle,
sâzende faslını oluşturan saz fasıllarındaki eser formlarının hangileri
olduğunu şöylece sıralayabiliriz:
Baş taksim (irticâlî/ doğaçtan solo saz icrası); genelde sofyan, düyek ve büyük usûllerle bestelenmiş peşrev, karabatak peşrev, medhal; genellikle eski örneklerinde yürük semâî, 19. Yüzyıldan bu güne gelen örneklerinde ise ilk üç hânesi ve teslimi aksak semâî ile bestelenen ve dördüncü hânelerinde semâîden başlıyarak çeşitli mertebedeki küçük usullere geçki yapmanın âdet olduğu dört hâne ve bir teslimden oluşan saz semâîsi; Arel tarafından ibdâ edilmiş altı hâneli, her hânede usûl ve makam geçkilerinin yapıldığı ve bir bölümünde besteli taksim örneğinin yer aldığı konser saz semâîsi; mevlevî âyinlerinin sonunda yer alan son peşrev ve son yürük semâî; (makam geçkileri ile örülü/ fihrist taksim veya geçiş taksimi hükmünde) ara taksim; ilk örnekleri Tanbûrî Cemil Bey ve Sadettin Arel tarafından verilen çeşitli küçük usûllerle bestelenen tasvîrî saz eser/ ler/ i; ilk kez Şerif Muhiddin Targan'la ön plana çıkan ve solo çalgı için bestelenen konser etüdleri; en eski yazılı örnekleri 17. Yüzyıla tarihlenen yelteme ve cengi harbî; zeybek, ağırlama, karşılama, oyun havası, longa, sirto, mandra, tempo üzeri ara taksim ve son taksim. Bunlara ilâve olarak sözlü fasıllarda şarkıları birbirine bağlayan özgün veya anonim (beylik) aranağmelerle mevlevî âyinlerinin özellikle ikinci ve üçüncü selâmlarında yoğunlukla kullanılan saz terennümleri de bu form zincirinin son halkalarını oluştururlar.
Görüldüğü üzere yaklaşık
yirmi civarında çalgısal formu içeren sâzende faslı, makam müziği repertuarının
en zengin ve renkli alanlarından birini oluşturmaktadır.
Başlıbaşına bir konser programı teşkil etmeye elverişli sâzende faslını bir tek sâzende baştan sona solo performans olarak gerçekleştirebileceği gibi, iki veya daha fazla sayıdaki sâzendelerin oluşturacağı ikili, üçlü, dörtlü, ilh. çalgı toplulukları da icra edebilir.
Toplu icrada sâzende faslını, sazının icrasında, makam, usûl, repertuar
bilgisinde ve müziğin ifâdelendirilmesinde hatırı sayılır bir
yetkinliğe sahip olan “sersâzende” idare eder.